1-ZEYNEL BEY TÜRBESİ (Turkish-Türkçe)
Türbe, 1462-1482 yılları arasında Hasankeyf’e hâkim olan Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan’ın, Otlukbeli Savaşı’nda yaralanıp burada ölen oğlu Zeynel Bey için yaptırılmıştır. Anadolu dışı mimari ve süslemesi ile ünik özellikteki yapı, plân, tuğla malzeme ve bezeme yönünden Azerbaycan'ın 1322 tarihli Berde Kümbeti ile benzer karakterdedir. Kuruluşu ve bezemesiyle Azerbaycan ve Türkistan yöresi anıt mezarlarının etkisi görülen Zeynel Bey Türbesi, dıştan silindirik görünüşüne karşılık, içten sekizgen plandadır. Gövde yüzeyinde firuze ve lacivert renkli sırlı tuğla kaplamalarla mozaik çinilerden oluşan bitkisel ve geometrik dekorasyonun yanı sıra, “Allah, Muhammed, Ali, Ahmed” kelimelerinden müteşekkil kufi hatlı Arapça yazıya da yer verilmiştir. Yukarıdan aşağıya doğru izlenen ma’kili yazılar, koyu lacivert ve firuze renkli sırlı tuğlaların dikey istifiyle oluşturulmuştur.
1-THE ZEYNEL BEY MAUSOLEUM (English-İngilizce)
The Mausoleum was built for the Zeynel Bey who died in the Otlukbeli war and was son of the Uzun Hasan who was the ruler of Aq-Qoyunlu-dominant power in Hasankeyf between 1462 and 1482. One can be said that Mausoleum has exceptional architecture for the Anatolia. Its architectural characteristics are more similar to Berde Kumbeti which was built in 1322 in Azerbaijan. The characteristics of the Zeynel Bey Mousoleum are also very similar to memorial graves of the Azerbaijan and Turkistan. Although its outside structure is cylindrical interior of the architecture has octagon plan. The architecture is decorated by turquoise and blue glazed bricks with mosaic ceramics which has planted and geometric motifs, and it has also Arabic inscriptions-written with Kufi technique-on it: “Allah, Muhammed, Ali, Ahmed”. These inscriptions were formed by using dark blue and turquoise bricks and placed them in vertical direction from top to bottom.
2- ARTUKLU HAMAMI (Turkish-Türkçe)
2005-2008 kazı dönemlerinde ortaya çıkarılan hamam, Artuklu devrine ait olup, XIII.yüzyıl başlarında klasik planda tasarlanmıştır.
Osmanlı döneminde, Dicle'nin taşması sonucu yıkılan hamamın yerine yapılan soyunmalık bölümünü, batıya doğru ılıklık ve sıcaklık bölümlerinin toprak altındaki kalıntıları takip etmektedir. Halvet hücreleri, Osmanlı Döneminde daha üst kotta yeniden şekillendirilmiştir. Günümüzde soğukluk kısmı ayakta olup, hamamın diğer birimleri büyük oranda yıkılmıştır.
2-THE ARTUQID HAMAM (English-İngilizce)
It was revealed between 2005 and 2008 excavation seasons. It was built in the period of Artuqids in the beginning of the 13th century. Most parts of the Hamam were demolished by the flood from Tigris River. After this flood, changing rooms were built towards west direction; mild, warm and hot parts were followed. Halvet (private rooms) rooms were constructed in the upper part site during the Ottoman period.
3-HASANKEYF KÖPRÜSÜ (Turkish-Türkçe)
Köprünün kesin yapılış tarihi bilinmemektedir. Köprüdeki taşçı işaretleri ve ayaklardaki kabartma figürlerden, Artuklular'a ait olduğu kabul edilmektedir. Ancak, Roma Dönemine ait köprünün temelleri üzerine Artuklular tarafından yapılmış olabileceği de düşünülmektedir.
Ortaçağ köprülerinin en büyüğü olan, köprünün orta kemer açıklığı 40.32 m.dir. Günümüze iki kemer ve ayaklarıyla ulaşabilen köprü ayaklarının dış kaplamaları bazalt, kemer yayları ve tempon duvarları kalker kesme taş ve tuğla örgülüdür. Kaplama taşlar birbirine kurşunla kenetlenmiştir.
3-THE HASANKEYF BRIDGE (English-İngilizce)
The construction date of the bridge is not known. The marks of the stone specialists and the reliefs on the piers of the bridge indicate that it was built during the Artuqids period. It is also thought that it was built on the foundation of Roman Bridge by the Artuqids. It is the biggest one among the mediaeval bridges. The central arch of bridge is 40.32m. Only two arches and piers of the bridge can be seen at the moment. The piers of the bridge were covered by basalt and some part of the arch and walls made of calcareous, cut stone and brick. The stones of the bridge connected to each other by lead.
4-İMAM ABDULLAH ZAVİYESİ (Turkish-Türkçe)
Küçük bir tepelik üzerinde yer alan İmam Abdullah Zaviyesi, Hz. Muhammed'in soyundan geldiğine inanılan ve yöre halkı tarafından büyük saygı gösterilen İmam Abdullah'a ait zaviye ve türbenin etrafında zamanla gelişen bir külliye konumundadır.
Asıl zaviyenin XII. Yüzyılda Artuklular zamanında yapıldığı, bu yapıların Eyyûbi Sultanı Takıyyeddin Abdullah (1249-1294) zamanında yeniden inşa edildiği anlaşılmaktadır. Türbe girişindeki onarım kitabesinde 1478 yılında, Akkoyunlular tarafından tamir edildiği kaydedilmiştir.
4- THE ZAVIYE OF IMAM ABDULLAH (DERVISH LODGE) (English-İngilizce)
It was built for the memory of Imam Abdullah-who comes from the descent of the Prophet Mohammed-on the small hill. It was later extended and became a Kulliye (a complex of buildings for praying).
Original building was built in the 12th century by the Artuqids dynasty, after that complex of buildings was re-constructed by the Sultan of the Ayyubid between 1249 and 1294. The inscription that was placed in the entrance indicates that it was repaired by Artuqids.
5-HASANKEYF YENİ KÖPRÜ (Turkish-Türkçe)
Hasankeyf kalkerli arazi üzerine kurulmuş bir yerleşkedir. Bu nedenle doğa ve insan eliyle oluşturulmuş farklı yüzey şekilleri görebilirsiniz. Bu farklılığı yeni köprüden karşıya geçerek manzarayı seyrettiğinizde anlayabilirsiniz. Kalkerli bir yapı, derin vadiler, çukurlar, heybetli kanyonlar, girintili çıkıntılı kayalıklar…
5-THE HASANKEYF NEW BRIDGE (English-İngilizce)
Hasankeyf is built on a calcareous land . Therefore, you can see human nature and different surface structures formed by hand. These differences can understand when you watch the scenery cross over the new bridge. A calcareous structure , deep valleys, pits, majestic canyons…
6-ER-RIZK CAMİİ (Turkish-Türkçe)
Cami, Eyyûbi Hükümdarı Sultan Süleyman tarafından 1409 yılında yaptırılmıştır. Güneydeki ibadet mekânı heyelan yüzünden nehre uçmuştur. Günümüze harimin kuzey duvarı ile avlu giriş cephesi, Taç kapı ve minaresi ile ulaşmıştır.
Bugün caminin özgün yapısından sağlam olarak avlunun kuzey cephesindeki minare ve taç kapı ile harimin kuzey cephesi ayaktadır. Caminin kuzeydoğu köşesine bitişik yüksek kare prizma kaide üzerindeki minare, küçük mozaikler halinde kesilmiş renkli taşlar ve kakma tekniği ile düzenlenmiş ince geometrik örgülerle kaplanmıştır. Şerefesine iki merdivenle ulaşılan minare gövdesindeki geometrik bezemeler ve kufi hatlı Arapça yazılar, hayranlık verecek kadar güzeldir.
6-THE ER-RIZK MOSQUE (English-İngilizce)
The Mosque was built by the sovereign of the Ayyubid in 1409. The worship place, which is located in the south, was vanished towards the river by landslide.The North Wall of the harem and entrance of the courtyard, Tac gate and minaret can still be seen at the present. The Minaret is standing on the high prism formed pedestal, which is next to the Mosque, and it was decorated with mosaics and colour stones by inlaid technique and geometric design can also be seen on the minaret. The minaret is admirable by its geometric decorations and Arabic inscription that was written by Kufi technique. It has also two stairs to get serefe (terrace, balcony) of the minaret.
7- YUKARI ŞEHİR (İÇ KALE) (Turkish-Türkçe)
Ortalama 135 m. yükseklikteki yekpare kaya kütlesi üzerine kurulmuştur. Dört taraftan çok dik yamaçlarla çevrelenen doğal bir korumaya sahip kaya kütlesine, kapılarla kontrol altına alınan iki farklı yoldan çıkılmaktadır. Bu çıkışlardan doğudakinde dört anıtsal kapı; batıdakinde ise Dicle Nehri’ne bağlanan tek kapı açıklığı yer alır.
Doğal yapısına uygun surları ve görkemli kapılarıyla “Yukarı Şehir” olarak adlandırılan İç Kale’de, insan eliyle şekillendirilmiş çok sayıda mağara konutlar ile Urartu (?), Roma, Artuklu, Eyyubi ve Osmanlı Dönemlerine ait yapılar bulunmaktadır.
Kalenin kuzey, kuzeybatı, batı, doğu ve orta kesimi yoğun bir yerleşmeye sahne olmuştur. Arazinin eğimine göre kademeli bir yükseltide yer alan yaklaşık iki bin kadar evin bulunduğu kale; dar sokakları, kuyuları ve sarnıçları ile tam bir Ortaçağ yerleşmesi görünümündedir. Kuzeydoğu ucunda Büyük Saray ve halkın oturduğu evler, batı kesiminde sivil konutlar, güneyindeki hafif eğimli arazide mezarlık alan, türbe ve Ulu Camii, doğusunda çok sayıda sivil yapılarla cami, mescit, medrese gibi dini ve sosyal karakterli yapılar yer alır.
İç Kale, 1970 yıllarında halkın şimdiki yerleşim yerine inmesiyle terk edilmiştir.
7-THE UPPER CITY (CITADEL) (English-İngilizce)
The citadel was established on the one single rock which is approximately 135m high. Four sides of the citadel has high hillsides and only two entrance way, which is controlled by gates, was used to reach the citadel. The one on the east has five monumental gates; west entrance has only one gate which connects to Tigris River.
The magnificent citadel and city walls-as they are parallel to its natural structure-accommodate many residential caves as well as some other architectural structures from the period of Urartu (?), Roma, Artuqids, Ayyubid, and Ottomans.
The north, northwest, west, east and central parts of the castle were inhabited intensively. Although intensity of the inhabitancy change according to the slope of the landscape, its characteristics indicates with its narrow streets, wells and cisterns that it is certainly a mediaeval settlement. The northeast side of the citadel has big palace, public residents; west side has civil dwellings. South side has grave yard, mausoleum and Ulu Mosque; east has large number of architectural structure such as mosque, masjid, madrasah and such architectural structures which has religious and social characteristics.
The citadel was abandoned in 1970, and then locals of the citadel moved to current settlement area.
8- SULTAN SÜLEYMAN KÜLLİYESİ (Turkish-Türkçe)
Minare kaidesindeki kitabeye göre külliye birimleri Eyyûbi Sultanı Süleyman tarafından 1407 yılında yaptırılmıştır. Cami, medrese, imaret ve türbelerden oluşan külliyenin doğu ucundaki türbede 1432 yılında ölen Sultan Süleyman yatmaktadır.
Sultan Süleyman Camisi’nin en önemli bölümü günümüze kadar gelebilmiş olan minaresidir. Avlu giriş kapısının güneyinde bulunan dikdörtgen kaideli minarenin her cephesine, ma’kılî hatlı Arapça yazı panoları yerleştirilmiştir. Kaidenin üzerinde yükselen silindirik gövde, dört kuşakla bölümlere ayrılmıştır.
Külliyenin birimlerinden olan camide ise orta mekanı mukarnaslı bir kubbe ile örtülmüştür. Kubbe içerisi alçı bezemelerle süslenen caminin mihrabı, Mardin-Artuklu eserlerini andıracak şekilde çift renkli taş geçmelerle hareketlendirilmiştir.
Düzgün kesme taştan özenle örülen ve süslenen minare, bitişiğindeki taçkapı ve bunun güneyindeki çeşme ile birlikte anıtsal bir cephe konumundadır. Çeşme üzerindeki inşa kitabesinde Sultan Süleyman tarafından 1416 tarihinde yaptırıldığı yazılıdır.
8- A COMPLEX OF BUILDINGS FOR PRAYING (English-İngilizce)
According to the inscription, which was placed on the pedestal of the minaret, it was built by the Sultan Suleiman of the Ayyubid in 1407. It consists of mosque, madrasah, imaret (public kitchen) mausoleum. The tomb of Sultan Suleiman, who died in 1432, was placed on the east edge part of the Kulliye.
The minaret is the most important part of the Sultan Suleiman Mosque. It is still standing. The minaret, which is located on the south gate of the courtyard, has Arabic inscription boards that were written by the “ma’kili” technique. The cylindrical body was divided into four parts.
The centre of the mosque, which is one of the units in the Kulliye, was covered by “mukarnasli” shape dome. The dome was decorated by plaster, and the mihrab (a niche in a mosque showing the direction of Mecca) was decorated by double colour Stones.
The combination of the minaret, which was built and decorated by regular cut stones, Tac gate and the fountain show very monumental characteristics. The inscription of the fountain indicates that it was built by Sultan Suleiman in 1416.
9-KOÇ CAMİİ (Turkish-Türkçe)
Mimari ve bezeme özellikleri itibariyle XII.yüzyıl, Büyük Selçuklu eseri olduğu muhtemeldir. Oldukça büyük bir alanı kaplayan anıtsal avlulu caminin ibadet yeri, doğu-batı doğrultusunda şekillenen dikdörtgen plandan oluşmaktadır.
Cami, harim mekânının ana ekseni ortasında yer alan büyük eyvan, kuzeydeki avluya açılmaktadır. Çeşitli dönemlerde onarımlar geçiren bu eyvan duvarlarında taş malzeme kullanılmıştır. Eyvanın iki yanına yerleştirilen ikişer odanın, yapı ile aynı dönemde tasarlandığı sanılmaktadır.
9-THE KOÇ MOSQUE (English-İngilizce)
The architectural and decorative characteristics of the mosque show that it was possibly built during the period of Seljuk dynasty in 12. century. It has quite large courtyard which has direction of east-west and rectangular plan. The Eyvan (large hall), in the centre of the harem, was opening to north courtyard. Stones were used during the construction of the Eyvan and repaired many times in different periods. There are two separate rooms, which are located next to Eyvan, thought to be built at the same time with Eyvan.
10-EYYUBİ KIZLAR CAMİİ (Turkish-Türkçe)
Aşağı Şehirde Koç Camisinin doğusunda yer alan Kızlar Camisinin ne zaman ve kimin tarafından yapıldığı, kitabesi günümüze gelemediğinden bilinmemektedir. Bununla beraber bu yapının Eyyubiler dönemine ait olduğu sanılmaktadır.
10-THE AYYUBID GIRLS MOSQUE (English-İngilizce)
The Ayyubid Girls Mosque is located on the east side of the Koc Mosque, however, it is not known when and who built this mosque as a result of not having any inscription. Whereas it is thought that it was built during the period of Ayyubids.
11-HASANKEYF MAĞARA KONUTLARI (Turkish-Türkçe)
Hasankeyf’te, jeolojik yapısından dolayı kayalara oyularak oluşturulmuş, mesken olarak kullanılan çok sayıda mağara bulunmaktadır. Bu meskenler Hasankeyf tarihinin Urartu’lar dönemine kadar uzandığını göstermektedir.
11-HASANKEYF CAVE DWELLINGS (English-İngilizce)
Hasankeyf , carved into the rock because of its geological structure , used as a dwelling added there are numerous caves . This suggests that residential documented history dates back to Urartu period .
12-YAMAÇ KÜLLİYESİ (Turkish-Türkçe)
Cami, medrese, zaviye ve hamamdan oluşan külliyenin büyük bir bölümü yıkılmıştır. Yamacın teraslamasıyla oluşturulan en üst zeminde, dikdörtgen bir avlu ile güneyinde revaklı bir harimden oluşan cami yer almaktadır.Tonoz örtülü harim mekânı, enine dikdörtgen planlı ve üç bölümlü formda tasarlanmış olup, doğu ve batısında kubbeyle örtülü kare planlı birer hücre yer almaktadır.Girişin karşısındaki mihrap, kıble duvarının yaslandığı tabii kaya ve toprak yığınlarına giydirilmiştir.Düzgün kesme taşlarla örülen yarım daire planlı mihrap nişinin etrafı sütuncelere yaslanan kademeli kemer ve kuşaklarla çevrilmiştir. Mukarnaslı kavsara ile kuşatma kemerinin alınlıkları ve sütun başlıkları kıvrık dal, Rumi ve palmetlerden müteşekkil bitkisel kompozisyonla bezenmiştir. Nişin etrafında ayet kitabeleri; en dış kuşakta ise bir sıra mukarnas dizisi bulunmaktadır.
12-THE KULLIYE OF HILLSIDE (English-İngilizce)
It consists of mosque, madrasah, zaviye (small dervish lodge), however most part of the complex have been devastated. The upper part of the Kulliye was established on the terraced hillside and this part consists of harem with gallery and mosque. The harem was covered by ground gear. It is formed as three parts and it has rectangle plan. The east and west part of the harem also has square plan and domed architectural structures. The Mihrap, which is placed on the front of the entrance, sits on the natural rock and ground. The niche of Mihrap has circle plan, it is built by regular cut stones, and it is rounded by columns, levelled arches and borders. This part of the niche was decorated with plant, Rumi and palmetto motifs. The niche has inscription of verses around it. The exterior part of the niche has also inscription of muqarnas.
13-MEVLANA CAMİİ (Turkish-Türkçe)
Mevlana Camii(?) geç dönemlere ait bir yapıdır. Hakkında çok fazla bilgi bulunmamaktadır. Diğerlerinden farklı olarak bu cami günümüzde de kullanılmaya devam etmiş, daha sonra terk edilmiştir. Yapılan beton onarımlardan orijinalliğini büyük ölçüde yitirmiştir. Küçük avlusu, havuzu, minyatür revakı ile bir zamanlar şirin bir mahalle camisi olduğu düşünülmektedir.
13-THE MEVLANA MOSQUE (English-İngilizce)
The Mevlana Mosque(?) was built in later period. Tehere is not much information about it. This mosque was used for service at the present as well, but later abandoned. The architecture has lost its orginality with wrong restorations. It was a very local mosque with its small courtyard, pool and galeries.
14-ARTUKLU KÖŞKÜ (Turkish-Türkçe)
Köşkün eyvan duvarında, bir su kanalı ile suyun çıktığı küçük bir niş ve önünde kurna yer almaktadır. Nişin kemer yaylarına karşılıklı iki ejder figürü işlenmiştir. Ancak üzerindeki kufi hatlı kitabe, okunamayacak derecede silinmiştir. Ayrıca, tonoz örtülü olduğu anlaşılan eyvanın üst örtüsü yıkılmıştır.Yapı, 2008 yılında Prof. Dr. Abdüsselam ULUÇAM başkanlığında yürütülen kazılar sırasında ortaya çıkarılmıştır.
14-THE ARTUQIDS PALACE (English-İngilizce)
The eyvan (large hall) wall of the palace has water canals, exit hole for water and niche. There are two dragons depicted as opposed each other on the arch part of the niche. However, the inscription cannot be seen at the present. Additionally, the upper part of the eyvan, which was covered by ground gears, was devastated
The structure was found by Prof. Dr. Abdusselam ULUCAM during the excavation season of 2008.
15-OSMANLI DİREKLİ CAMİİ (Turkish-Türkçe)
Osmanlı Direkli Camii olarak bilinen ve Osmanlı Dönemi eseri olduğu düşünülen caminin günümüze yalnızca iki sütun altlığı kalmıştır. Yapı büyük oranda yıkıldığı için mimari planı hakkında yeterince bilgi bulunmamaktadır. Hasankeyf’te sütun kullanılan bir yapı olması açısından önemlidir.
15-OTTOMON PILLARED MOSQUE (English-İngilizce)
It is known as Ottomon Pillared Mosque in public. Only two columns pedestals have been preserved. Tehe architectural plan of The Mosque is not known because of devastation. It is a significant remain in terms of having columns in Hasankeyf.
16-HAYDARBABA ZAVİYESİ (Turkish-Türkçe)
Hasankeyf’ te Salahiye Bahçeleri olarak adlandırılan yerde bulunmaktadır. Haydar Baba Zaviyesi, günümüzde de kullanılmakta olan bir türbe ve türbenin etrafında büyük oranda yıkılmış zaviyenin diğer mekânları ile bir mezarlık alandan oluşmaktadır
Bütün bu alanlarda kazı çalışmaları Prof. Dr.Abdüsselam ULUÇAM başkanlığında ve Erzurum Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesinden Doç.Dr. Haldun ÖZKAN tarafından yürütülmüştür.
16- THE ZAVIYE OF HAYDARBABA (DERVISH LODGES) (English-İngilizce)
It is located in Salahiye gardens of Hasankeyf. The Zaviye of Hasanbaba consists of several architectural structures for different purposes and grave yards. It has also mausoleum which is still used at the present.
All those places were dug by Prof. Dr. Abdusselam ULUCAM (Director) and Assoc. Prof. Haldun OZKAN (University of Erzurum Ataturk)
17-SERAMİK FIRINLARI (Turkish-Türkçe)
Bu alanda farklı ölçülerde sekiz adet seramik fırını ve çeşitli boyutlarda çoğu dikdörtgen planlı mekanlar yer almaktadır. Bazıları çini-seramik üretim binaları, dinlendirme havuzları ve küvet niteliğinde olan mekanların geri kalan kısımlarını iş yerleri, ecza ve malzeme teknesi gibi imalathane yerleri olduğu düşünülen birimler oluşturmaktadır.
17-THE CERAMİC OVENS (English-İngilizce)
In this place, different size of eight ceramic ovens and various kinds of rectangular architectural structures can be still seen at the present. Some of the buildings were used for ceramic production. Some of the architectural structures were also used as ceramic rest house and buthtubs, and some of them used as a business shops, equipment rooms and workshop buildings.
18-MARDİNİKE KÜLLİYESİ (Turkish-Türkçe)
Aşağı şehrin kuzeydoğu ucunda yer alan Mardinike Külliyesi iki bloktan oluşmaktadır. Kuzey taraftaki I. Blok, doğu-batı doğrultusunda 48.50 x 47.80 m. ve kuzey-güney doğrultusunda 38.00 x 36.40 m. ölçülerindeki revaklı avlu çevresinde yer alan cami ve medrese ile diğer kısımlardaki değişik amaçlar için tasarlanmış bölümleri içermektedir. Güneyde yer alan II. Blok ise giriş avlusu, cami, minare, zaviye, imaret, han ve anıtsal mezar mekânlarından oluşmaktadır.
18-THE KULLIYE OF MARDINIKE (English-İngilizce)
The Kulliye of Mardinike, which is located on the northeast part of the lower city, consists of two blocks. The block in the north is size of 48.50 x 47.80 m. and it is in the direction of east-west; it is 38.00 x 36.40 m in the north-south direction and it includes courtyard with gallery, mosque, madrasah and some other places for different purposes. Second block consists of entrance courtyard, mosque, minaret, zaviye (dervish lodge), imaret, han (rest house) and monumental grave yards.
19-KİLİSELER (Turkish-Türkçe)
Hasankeyf, 451 yılında yapılan Chalcedon(Kadıköy) Konsili ile bir piskoposluk merkezi olmuştur. Bu tarihten itibaren Hasankeyf, Hristiyanlık dünyası için önemli merkezlerden biri haline gelmiştir. Günümüzde Hasankeyf’te tespit edilen 3 kilise bulunmaktadır. Bunlar Kısır Kilisesi, Şabık Kilisesi ve Deriki Kilisesi’dir.
19-THE CHURCHES (English-İngilizce)
Hasankeyf has been made a bishopric center with the council of Chalcedon in 451. Since then Hasankeyf has become one of the importent centers for Christian world. These are The Kısır Church, The Şabık Church and The Deriki Church.
20-BÜYÜK SARAY (Turkish-Türkçe)
Büyük Saray İç Kalede, kalenin en hâkim noktası olan üst kısımda, bulunmaktadır. Bulunduğu noktanın yanı sıra taşıdığı anıtsal ölçüleriyle yapının önemi anlaşılmaktadır. Roma döneminde garnizon amaçlı kullanılan yapının, Artuklu ve Eyyubi döneminde saray olarak kullanıldığı düşünülmektedir. Büyük Saray yaklaşık 2.300 m2’lik bir alanı kaplamaktadır. Sarayın ne zaman yapıldığı konusunda herhangi bir kitabe bulunmamaktadır. Ancak Roma dönemi askeri garnizonu olduğu plan ve mimari özelliğinden anlaşılmaktadır. İç kale savunmasını üstlenen muhafız birliklerinin de barındığı askeri bir yapıyı işaret eden, birbiriyle bağlantılı büyük koridor ve salonlar, faklı büyüklükte odalar ve bağımsız üniteler yer almaktadır.
20-GREAT PALACE (English-İngilizce)
Great Palace is located interior of the castle which is the most dominant point and is the upper part of the castle. It’s thought that the structure is used as garrison during the Roman period and is used as palace Artuqids and Ayyubid period. Great Palace coversn an area about 2300 square meter. There is no inscription when the palace was built. However it appears from the plan and architectural feature that it was the Roman military garrison.
21-KÜÇÜK SARAY (Turkish-Türkçe)
Kalenin kuzeydoğu ucunda, çevreye hakim bir noktada bulunmaktadır. Kaya kitlesi yontularak düzleştirilmiş ve kule görüntüsü oluşturulmuştur. Yontularak düzleştirilen kuzeydoğu ucuna inşa edilen Küçük Saray dışardan anıtsal bir görünüme sahiptir. 1328 yılında Eyyubi sultanı Mucureddin Muhammed tarafından yaptırıldığı tarihi kaynaklardan bilinmektedir. Dikdörtgen planlı, üzeri sivri beşik tonoz örtülü, tek mekanlı bir seyir köşküdür.
21-SMALL PALACE (English-İngilizce)
Mass of rock was flattened by carving and towers image was created. Flattened Small Palace-built on the northeast end – has a monumental view from outside. The historical sources say that it has been built by Ayubid Sultan Mucureddin Muhammed in 1328. İt is a rectangular, covered with pointed barrel-vaulted, a single- space cruising pavilion
22-ULU CAMİİ (Turkish-Türkçe)
İç kalede Yukarı şehrin kuzey tarafında, sarayın harem bölümünün güneybatısında yer almaktadır. Değişikliğe uğramış ve oldukça tahrip olmuş haliyle günümüze ulaşmıştır. Caminin kim tarafından, ne zaman yaptırıldığı bilinmemektedir. Kalenin en yüksek noktasında bulunan Roma dönemi tapınağı üzerine inşa edildiği düşünülmektedir. Artuklu devri camileri ile benzer özellikleri göz önünde tutularak, Artuklu eserlerinin bir devamı olduğu söylenebilir. Artuklu dönemi öncesi kilise olduğu da diğer bir görüştür. Ulu Cami doğu-batı doğrultusunda enine dikdörtgen planlı, tek neften oluşan bir plan şemasına sahiptir. Moloz taşlarla yapılan minarenin kuzey cephesinde alçı süsleme ve alçıdan yazılmış kiyabe mevcuttur. Kuzeyinde geniş bir avlusu bulunmaktadır. Avlu düzgün kesme taş malzemeyle döşenmiştir.
22-ULU MOSQUE (English-İngilizce)
Located in the interior of the castle, on the northern part of the city and South-west section of the harem. İt has been undergo a change and it has reaches the present day with its quite destroyed form. When and by whom the mosque has been built is not known. İt is believed that the castle has been built on the Roman Temple. It can be said that it is continuation of Artuqid Works considering similiar features with Artuqid mosques . The other view is that it was a church before Artuqid era.
*ŞEYH ŞERAFETTİN TÜRBESİ: Hasankeyf Kalesi’nin içinde ulu Cami’nin kuzeyinde yer alan türbenin üzerinde ve içindeki sandukalarda onun yapımı ile ilgili bir bilgi yoktur. Malzemesi ve duvar örgüsü dikkate alındığında Hasankeyf Eyyubi dönemine ait olduğu düşünülebilir.
TOMB of SHEIKH SERAFETTİN: There is no information about the construction on the tomb and in the sarcophagus . It can be thought that Hasankeyf is of the Eyyubid period when considering the material and masonry .
23-HZ. VERKANNE TÜRBESİ (Turkish-Türkçe)
Dicle Nehri’nin kuzey kıyısında tarihi Hasankeyf Köprüsü ile İmam Abdullah Zaviyesi arasında yer alan türbe bugün toprak seviyesinin altında kalmıştır. Türbenin üzerinde yapım yılını veren bir kitabe olmadığı gibi, yaptırıldığı dönemi tespit etmeye yardım edecek ciddi bir mimari parça ve süsleme de bulunamamıştır.
23-HZ. VERKANNE TOMB (English-İngilizce)
The tomb which is located between historical Hasankeyf Bridge and İmam Abdullah hermitage remained below the soil level. As there is no inscription about the year of construction on the tomb also there is no serious piece of architecture and decoration which will help to determine the period of the built.
24-KALE KAPILARI (Turkish-Türkçe)
İç Kale Antik yolunda toplam beş kapı bulunmaktadır. Bunlardan birincisi Roma Kapısıdır. İkinci kapı iç kalenin girişindeki aslan kabartmalı kapıdır. 1992(?) yılına kadar ayaktayken şiddetli bir yağmur sonrasında yıkılmıştır. Üzerindeki meşhur aslan kabartması, kitabe ve taş bezeme parçaları koruma altına alınmıştır. Kaleye çıkan yol üzerinde bulunan dört kapıdan ikisi günümüze kadar gelebilmiştir. Günümüze ulaşan kapılar üçüncü ve dördüncü kapılardır. İç Kale gezi güzergahındaki üçüncü kapı günümüze sağlam şekilde ulaşmıştır. 1416 tarihli Eyyubi kapısıdır. Eyyubi sultanı Süleyman tarafından inşa ettirilmiştir. Zengin bezeme örnekleri Eyyubi taş işçiliği ve süsleme sanatını yansıtmaktadır, Hasankeyf’in başta gelen simgelerindendir. Bu üçüncü kale kapısı tılsım içeren motifler, uçları palmetli ejder figürü kabartması gibi bezemeleriyle Eyyubi dönemi mimarlığının görkemli bir örneğidir. Eyyubi dönemine tarihlenen dördüncü kapı İç Kale'de basamaklı yolda bulunmaktadır. Büyük ölçüde harap olmuştur. Kapının ön ve yan cephelerinde dikdörtgen panolar içinde kitabeler mevcuttur. Yapım kitabesi bulunmamaktadır. Malzeme ve işçilik yönünden üçüncü kapıyla aynı özellikleri taşımaktadır bu yüzden Eyyubi dönemi kapısı olduğu tahmin edilmektedir.
24-CASTLE DOORS (English-İngilizce)
There are in total five doors on the ancient way of inner castle. The first of these is the Roman Door. The second is in the interior of the castle's entrance embossed with lion figure . Standing until 1992 when it was destroyed after a heavy rain. Famous lion embossing, inscription and stone embellishment pieces are protected. Two of the four doors on the way to the castle survived to the present day. Extant doors are the third and the fourth. Third door reached in the present securely. İt is Ayyubid door dates 1416. It was built by the Ayyubid Sultan Süleyman. One of the foremost symbol of Hasankeyf. Third castle door is a magnificent example of Ayyubid architecture with its talismanic motifs. The forth door dated Ayyubid period is on the stepped-way in the inner castle. Has been largely ruined. İn front and side pockets of the door there are inscriptions in rectangular panels. There is no inscription of construction. Has the same properties with the third door in terms of materials and workmanship. So that it is estimated that Ayyubid door.
25-BAB-I SIR (Turkish-Türkçe)
Hasankeyf'te İç Kalenin batısında bulunan Bab-ı Sır gizli bir kapı niteliğindedir. İç Kaleye insanların kullanmadığı batı taraftan ulaşılmasını sağlar. Kapı kaleye girişin merdivenle sağlandığı, basit formda, kitabesizdir. Yüksekliği 2.75 m. genişliği ise 1.70 m. dir. Moloz taş malzeme kullanılan kapının, kapı açıklığı günümüzde kaçak kazılara önlem amaçlı kapatılmıştır. Büyük oranda tahrip olmuştur. Beşik tonoz örtülüdür. Kalenin batı tarafındaki derin kanyona bakan bu kapının bulunduğu kısım en fazla rüzgâr alan taraftır. Bölge halkı bu yüzden rüzgâr anlamıma gelen' Sır 'adını vermiştir
25-BAB-I SIR (English-İngilizce)
Bab-ı Sır, on the west of interior door at Hasankeyf, is like a hidden door. İt get access the people to the interior castle from the west direction. Where the overlooking deep canyon on the west side of the castle this door is located is the most windy side. So that local comminity named it “Sır” meaning wind.
26-GİZLİ SU YOLLARI (Turkish-Türkçe)
Hasankeyf kalesine çıkan kayaya oyulmuş şekilde 2 gizli su yolu bulunmaktadır.
26-HIDDEN WATER WAYS (English-İngilizce)
There are two hidden water ways carved into the rock way to the Hasankeyf castle.
Hasankeyf'in Türk-İslam tarihi ve medeniyeti açısından önemli bir yeri vardır. 'Hısnıkeyfa'olarak anılan bu şehir, 'Kaya Kale' şeklinde tercüme edilebilir. Çeşitli kaynaklarda her kavmin kendi dilinde farklı telaffuz edildiği bu kelime, 'korunmaya müsait' anlamına gelmektedir. Kale yekpare taş kitlenin oyulması suretiyle oluşturulmuştur.
Hasankeyf tarih ve doğanın barışık olduğu bir yerdir. Hasankeyf'in Türk İslam Tarihi ve Medeniyeti açısından önemli bir yeri vardır. Hısn Keyfa olan bu şehrin adı 'Kaya Hisarı' şeklinde tercüme edilir. M. Streck'in belirttiğine göre Hısn Keyfa adının muhtemel olarak Asurca olduğu, 'Kipani' kelimesinden geldiğini iddia etmektedir. Eski tarih ve kavimlerde bu tür kelimelerin anlamı 'korunmaya müsait' yer anlamına geldiği belirtilmektedir. Kale'nin yekpare taştan olmasından dolayı buraya Süryanice'de Kayataş manasına gelen 'Kifa' kelimesinden geldiğini, Roma tarihçileriyse buraya 'Kipas veya Cepha'dendiğini ifade etmişlerdir.
Hasankeyf'in ne zaman kurulduğu konusu, eldeki bilgi ve belgelerin yeterli olmaması nedeniyle şimdiye kadar karanlıkta kalmıştır. Kuruluşu hakkındaki görüşler bir ihtimal olmaktan öteye gitmemiştir. Şehrin jeolojik yapısı ile mesken olarak kullanılan çok sayıdaki kayalara oyulmuş konutları (mağaralar) Hasankeyf'in Urartu dönemine kadar uzanan bir yerleşim merkezi olduğunu göstermektedir.
Hasankeyf, Diyarbakır, Cizre şehirleri arasında önemli bir kara ve su yolu güzergâhında olup, savaşların olması ve ticaret yollarının buradan geçmesi bir yerde Hasankeyf'i kültürlerin kavşak noktası haline getirmiştir. İran ve İç Asya Kültürleri, Doğu Akdeniz, Mezopotamya, Roma ve Bizans kültürlerini barındırdığından, Romalılar, İran sınırını denetim altında tutabilmek için Hasankeyf'e kale inşaa etmişlerdir. Miladi III. Asırda İranlılar Mezopotamya'yı ele geçirince Roma İmparatoru Diyokletion harakete geçerek, bütün Mezopotamya ve Dicle Nehrinin doğusundaki bütün yerleri aldı. M.S. 363 yılında Hasankey'in Bizanslıların denetiminde olduğu ve 451 yılında Bizanslıların yaptırdıkları kale ve korunma amaçlı yapıtları ile şehrin denetimine müslümanlar tarafından feth edilene kadar sahip olmuşlardır. Hicri
17. yılda Hasankeyf İslam Orduları tarafından ele geçirilmiştir. Sırasıyla Emeviler ve Abbasiler döneminden sonra, Hamdaniler (906-990),Mervaniler (990-1096) denetiminde kalarak daha sonra Artukoğularının eline geçmiştir. Artuklular, Türkmen sülalesinden olup,Hasankeyf'e en parlak dönemi yaşatmışlardır. Artukoğulları Hasankeyf ile beraber Diyarbakır, Mardin ve Harput'ta hüküm sürmüşlerdir. Seçuklu Sultanı Alparslan ve Melikşah gibi değerli
devlet adamlarının, ileri gelen komutanlarından Emir Artuk, 1071 Malazgirt Savaşından sonra bölgeyi Selçukluların hakimiyetine katarak Selçuklulara önemli bir katkıda bulunmuştur. Artuk oğlu Sökmen 1101 yılında Hasankeyf'i ele geçirip burada önemli tarihi ve mimari eserler yaptırmıştır. Böylece devlet idaresinde yeniden bir yapılanmaya gidilmiştir. Göçebelik hayatından yerleşik sisteme geçilmiştir. Yönetimin halk kitlelerine dayanması, Artuklulara bağlı bölgelerde yarı müstakil bir hükümranlık anlayışıyla divanlar oluşturulmuştur.
Haçlı akımlarına rağmen ilim, sanat ve kültürel sahada hiçbir gevşeme gösterilmemiş olup, büyük çalışmalar yapılmıştır. Darphaneler kurulup devletin iktisadi yapısı hep canlı tutulmuştur. İlime ve ilim adamlarına büyük önem verilmiş, Hasankeyf şehir kalesine su getirilerek önemli bir teknik deha yaratılmıştır. Mekanik alanda kitaplar yazılmış, makineler, pompalar, fıskiyeler, su terazileri ve musiki aletleri yapılmıştır. 1232 yılında Eyyübi Sultanı El-Kamil El-Malik tarafından Hasankeyf ele geçirilmiştir. Ortaçağın ve şarkın en kuvvetli devletlerinden olan Eyyübiler, Mısır, Suriye ve Yemen'de hüküm sürmüşlerdir. Böylece Eyyübi Hükümdarlarının şehri ele geçirmeleri ile birlikte 130 senelik Artukoğulları dönemi sona ermiştir.
Selahaddin'i Eyyübiden sonra Eyyübiler bir çok emirliklere ayrılmış Hasankeyf Eyyübi Hükümranlığı da bunlardan biridir. Eyyübiler çok önemli eserler yaptırmış, ilim, sanat ve kültürel alanda miraslar bırakmışlardır.
Özellikle mimari sahada faaliyet gösteren Eyyübilerin, bir prensliği gibi Hasankeyf Eyyübileri diye tarihte yer edinmiştir. Moğollar burayı ele geçirerek yağma ve tahrip etmişlerdir. Bu tahrip ve yağma çok ağır olmuş,
Hasankeyf bir daha eski özelliğini ve halini bulamamıştır.
Eyyübiler'den sonra Hasankeyf'e Akkoyunlular hakim oldu. 15. y.y. başına kadar hüküm sürdüler. 1473 yılında Uzun Hasan ve Fatih Sultan Mehmet arasında yapılan Otlukbeli Savaşında Uzun Hasan'ın oğlu Zeynel Bey şehit olmuş ve Hasankeyf'te Dicle Nehri kenarında gömülmüştür. Akkoyunlular'dan sonra Hasankeyf İran Safavilerinin hâkimiyetine geçmiştir. 1515 tarihinde Yavuz Sultan Selim'in Doğu Seferi ile birlikte Hasankeyf Osmanlı egemenliğine geçmiştir. Bu dönemde Hasankeyf çevredeki aşiretleri idare eden merkezi bir hanedanlık konumunda olup, buna paralel olarak iktisadi ve ticari yapıda büyük bir gelişme göstermiştir. Bu dönemde şehir nüfusunun 10.000 civarında olması ise Hasankeyf'in büyük bir yerleşim merkezi olduğunu gösterir. Ortaçağ tarihi ve yapıtlarından anlaşıldığı üzere, insanlar yazları serin kışları sıcak ve ortaçağ şartlarında modern ev hayatlarını sürdürdükleri anlaşılmaktadır. Hasankeyf'te kültür ve uygarlıkların kaynaştığı, tarihte ilk bağımsız, Doğu Hindistan Cemaatlerinden birinin burada yerleştiği, ayrıca Yahudilerin burayı önemli bir yerleşim birimi olarak gördükleri,bu tür sosyal karmaşaların aydınlatılması ihtiyacı ise bölgede bir İslami Rönesans oluşumuna sebep olmuştur.
Katip Çelebi evvelce buraya Ras'algül dendiğini, Kadıköy veya Kefa olarak anıldığını, tarihçi Taylor'a göre Arap litaretüründe Sebat ve Aghval yani birbirinden ayrı yedi dar ve derin vadinin kenarlarından, bir merkeze doğru uzanmış ve mağaralardan dolayı bu ismi aldığı belirtilmektedir.
Hasankeyf İlçesi Yurdumuzun Güneydoğu Anadolu Bölgesinde Batman İline bağlı, Dicle Nehrinin doğu kıyısında yer almaktadır. Güneyinde Güneydoğu Midyat Dağları, Kuzeyinde ise Petrol Mahzeni Raman Dağları bulunmaktadır. İlçe Merkezi Batman İl merkezine 37 km. mesafede olup, ortaçağ dünyasının kültür, ticaret ve siyaset odaklarının bütünleştiği, ihtişamlı ve gizemli bir antik kenttir.1926'da Gercüş ilçesine bağlanan Hasankeyf, Batman'ın 1990 yılında il yapılması üzerine ilçe olarak Batman'a bağlanmıştır.
0 Yorumlar